Önemli Linkler

İRBEÇ, 27 Mart 2011 Pazar günü Gazipaşa’yı ziyaret etti.

Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Ziya İRBEÇ, 27 Mart 2011 Pazar günü Gazipaşa’yı ziyaret ederek, buradaki vatandaş ve parti yetkilileri ile görüş alışverişinde bulundu.

 

 

  Gazipaşa ilçesinde bir dizi etkinliğe de katılan MHP Antalya Milletvekili Prof. İRBEÇ, 12 Haziran 2011 seçimlerinin Türkiye’nin istikrarı, birlik ve bütünlüğünün korunması açısından kader seçimi olacağını söyledi. Kendisine yöneltilen sorular üzerine, Türkiye’nin Ortadoğu’da yaşanan olaylar hakkındaki tutumu ile ilgili düşüncelerini şöyle açıkladı:

“Özellikle son Libya olaylarında Türkiye’nin tutumu ile ilgili Libya’daki muhalifler arasındaki algı, Türkiye’nin Kaddafi rejimini desteklediği şeklinde olmuştur. Böyle bir yaklaşımın varlığını, Bingazi kentinden yayın yapan Türk kanalları da teyit etmektedir. Türkiye’de pek üzerinde durulmayan ama o kadar da önemli bir nokta vardır: Kaddafi güçlerine karşı silahlı mücadele verenlerin aileleri başta olmak üzere, on binlerce Bingazili günlerdir toplu gösteriler yapmaktadırlar. Bu gösterileri Türkiye, ağırlıklı olarak El Cezire kanalından, yani Arap perspektifinden izlemektedir. Bu gösterilerden yansıyan görüntülerde, “Merci Sarkozy” gibi pankartlar dikkat çekmiştir. Başta Fransız bayrağı olmak üzere, çeşitli Batılı bayrakları gördük. Buna karşılık El-Cezire perspektifinden verilen haberlerde gözümüze hiç bir Türk bayrağı ilişmemektedir. Türk muhabirlerinin Libya’dan bildirdiklerinin analizi ve burada yapılan mülakatlar, muhaliflerin Türkiye’ye bakışlarının AKP iktidarı açısından “sorunlu” olduğunu göstermektedir. Libya’da muhaliflerin kazanması durumunda Ankara’nın Türkiye’ye dönük “otomatik bir sempatiye” güvenemeyeceği görülmelidir. Tarihi olarak çok yakın ilişkilerimizin olduğu Libya halkı ile milletimiz arasında oluşan böyle bir algının düzeltilmesi yönünde acil adımlar atılmalıdır.

Bahreyn’deki olaylarla birlikte, Körfez bölgesinde patlak veren ve Suudi Arabistan ile İran’ı karşı karşıya getirme potansiyeline sahip olan mezhepsel gerginliğin de, AKP iktidarının bölgeye dönük politikalarında revizyonlar gerektireceğini açık bir şekilde görebilmelidir. Suriye’de Beşar Esad’a karşı başlayan ayaklanmanın bölgedeki muhtemel yansımaları da dikkate alınarak, milli bir dış politika anlayışı ile bu güne kadar kullanılan ve tutarlılığı sorgulanan parametreler tekrar gözden geçirilmelidir. Hükümetin Japonya’ daki nükleer kaza ve nükleer enerji politikası ile ilgili yaklaşımını ve risk algılama biçimini hep birlikte gördük. Yüksek risk taşıyan nükleer enerji güvenliğinin Köprü yapımı ve güvenliği gibi konulara benzetilmeye çalışılmasının ne kadar anlamsız olduğu ortadadır. Bu paralelde, Dış politikada devam eden tutarsızlıklara da vakit geçirilmeden son verilmelidir. Bilindiği gibi, Başbakan’ın önce NATO’nun Libya’ya müdahalesine karşı olduğu yönünde açıklamalar yapıldı, fakat daha sonra birkaç gün içinde Libya’ya müdahale için Türk Savaş Gemileri gönderildi. Karşıyız denen müdahalenin kontrol üssü İzmir oldu. Böylece, bu kadar değişik bakış açısının birkaç gün içinde uygulamaya konduğuna hep birlikte şahit olduk.

Gazipaşa’nın ekonomik bakımdan gelişmesi için çok önemli olan Gökçeler Barajı ile Gazipaşa Havalimanı’nın takipçisi olacağını da söyleyen Prof. İRBEÇ, bölgede turizm, tarım ve ticaretin geliştirilmesi yönünde atılacak her türlü adımın destekleyicisi olmaya devam edeceklerini de sözlerine ekledi. Prof. İRBEÇ, ayrıca şu görüşlere de yer verdi:

Bize sunulan yanlış çözümlerin önüne doğru bilgi ve doğru tercihle, 12 Haziran 2011 tarihinde bir set çekmenin zamanı gelmiştir. İmralı’daki bölücübaşının her fırsatta ortaya atmaya çalıştığı “Demokratik Özerklik” gibi sulandırılmış ve hedefi bölücülük olan yaklaşımların, bu milletin değerlerini tanımakta zorluk çeken bazı sivil toplum kuruluşlarının da malzemesi haline getirilmeye çalışıldığını, duyarlı vatandaşlar olarak hep birlikte görüyoruz. 12 Haziran 2011 seçimleri bu tür yaklaşımlara; “ Tek Bayrak, Tek Dil, Tek Millet” anlayışı içinde dur deme fırsatı verecektir. Bizim beklentimiz, sivil toplum kuruluşlarının BDP’nin ve dolayısı ile arka planda bölücü başının ihtiyaçlarına cevap verecek anayasa taslağı hazırlamak değildir. Milletimizin birlik, bütünlük ve kardeşlik şuurunu zedelemeden yapılacak düzenlemelerle, ferdi özgürlük ve evrensel demokrasi değerlerini koruma altına alan görüş ve düşüncelerin ortaya konulması ve bu çerçevede milletimizin bütün kesimlerini kucaklayacak bir anayasanın yapılmasıdır. Yapıcı olmanın zorluğu karşısında, yıkıcı olmanın kolaycılığına yönelmek, bizim asla kabul edemeyeceğimiz bir düşünce ve çözüm tarzıdır. Bu asil Türk milleti, her zaman olduğu gibi, 12 Haziranda da yapıcı olmanın fedakârlığını ve zorluğunu bilerek tercihini birlik, bütünlük ve huzurdan yana kullanacaktır.”

 

 

 

Site İçi Arama

Twitter

© Prof. Dr. Yusuf Ziya İrbeç - 23. ve 24. Dönemler Antalya Milletvekili